Kayıtlar

2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2015

Resim
Gerçekleştirilen bir deneyde bir okuldaki 100 öğrenci denek grubu olarak seçilir. Bu öğrenciler mezun olduktan sonra uzun bir süre takip edilir. Öğrencilerden sadece üçünün hayatta çok başarılı olduğu tespit edilir. Başarılı olan öğrenciler iyice analiz edilince, bunların okuldayken ilerideki hayatlarına ilişkin net, sayısal verilere dayalı ve kağıda dökülmüş hedeflere sahip olduğu ortaya çıkar.  Büyümek, gelişmek ve farklı olmak için hedef koyun. Güvenlik bölgesini terkedin. Rahatınız bozulsun. Zamanı kıymetli kılacak tek şey koyduğunuz hedeflerdir. Anlamlı hedefler koyun. Yataktan fırlatsın sizi bu hedefler. Uyutmasın geceleri. Kalbiniz bedeninize sığmasın. İlk adımı atın. Beyniniz zaten koşturacaktır sizi.  Hedef sahibi olmak umut sahibi olmaktır. Sadece umudu olan kişi gerçek anlamda yaşamış olur. 2015 yılını Kişisel Katma Değer Yılı ilan edin. Büyüklere büyük düşünmek yakışır. Küçük olmaktan sıkılmadınız mı artık!  Mutlu seneler. Kaliteli düşünü...

Duruşumuz Ruh Halimizi Etkiliyor

Resim
Amerika'da yapılan bir deneyde iki denek grubu seçiliyor. Grupların ikisine de biri güzel biri kötü olmak üzere iki hikaye anlatılıyor.  Denek gruplarından birine dişlerinin arasına kalem koymaları ve kalemi dudaklarına değdirmemeleri isteniyor. Denekler bunu yaparken gülüyormuş gibi bir yüz şekli oluşuyor.  Diğer denek grubundan dudaklarının arasına yine bir kalem koymaları ancak bu defa dudaklarının birbirine değmesi isteniyor. Deneklerin yüzü bu şekilde üzüntülüymüş gibi görünüyor. Kaynak: Huffington Post Sonraki aşamada her iki denek grubundan başta okunan hikayelerden akılda kalanları yazmaları isteniyor. Gülüyormuş gibi görünen grup mutlu hikayeden alıntılar yaparken, üzüntülüymüş gibi görünen grup kötü hikayeden alıntılar yapıyor.  İnsanlar farkından olmadan bedenlerinin zihinlerine veya zihinlerinin bedenlerine etki etmesine yol açıyor. Sizden omuzlarınızı sarkıtmanızı ve yüzünüzü asmanızı istersem bir de bir kaç olumsuz cümle ile olayı peki...

Bakış Açınızı Değiştirin

Resim
Davranışlarımız, yeteneklerimiz ve kişilik yapılarımız doğuştan edinilmemiştir. Çocukluk döneminde kişiliğimizin temelleri atılmakta ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde bizi biz yapan özelliklerimize kavuşmaktayız. Genellikle orta yaşlara ulaşınca bu kişilik özelliklerinin az çok farkına varmaya başlar ve yanlış bir kanıya kapılarak bu karakter özelliklerinin beğenmediğimiz kısımlarını değiştirmek için çaba göstermenin anlamsız olduğuna inanırız. Karakter özelliklerinin değiştirilemeyeceğine veya doğuştan edinildiğine dair henüz bilimsel bir bulgu ortaya konamamıştır. Bu kanıya kapılmamızın en büyük nedeni rahatlık bölgesinin dışına çıkma korkusudur. 

Bir Nefes Sıhhat

Resim
Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yaklaşık ellide birine denk gelmesine rağmen, tüm vücudun tükettiği enerjinin % 25'ini tek başına tüketir. Sağlıklı bir beyin sayesinde vücudun tüm fonksiyonları kusursuz bir şekilde yerine getirilir. Beyin komuta merkezidir ve kendisine yapılan bakım nispetinde görevindeki başarı oranı artar. Mutluluk, öfke, üzüntü, başarı hissi ve stres gibi duyguların çoğunda beynin bir komutu vardır. Bizi dış dünyadan gelen tehditlere karşı koruması bakımından bu komuta süreçleri iç güdüsel veya otomatik olarak gerçekleşmektedir ve gereklidir. Aksi halde size bir köpek saldırdığında kaç komutunu geç aldığınız taktirde hiçte hoş olmayan sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. Amigdala gibi beynin bu tür olayları kayıt eden bölgesi bu işlevler için faaliyet göstermektedir.

Beta'yı Aşmak

Resim
Beynimiz çeşitli dalgalar üretmektedir. Bu dalgalar bir çeşit elektrik enerjisidir ve saniyede devir / titreşim olarak ölçülmektedir. Titreşimler saniyede gerçekleşme sayılarına göre belli isimlerle adlandırılmaktadır. Saniyede 14 ve üzeri devir / titreşim Beta , 7- 14 arası Alfa , 4-7 arası Teta ve 0-4 arası Delta evresi olarak adlandırılır.

Mum Dibine Işık Vermeli Mi?

Resim
Çocuğu rahatsız olan bir anne tedavi amacıyla bir gün bir bilgenin yanına gider. Bilge çocuğu iyice tetkik ettikten sonra hastalığın nedenini bulur fakat anneye söylemez. Anneye eve gitmesini ve 40 gün sonra tekrar gelmesini söyler. 40 gün dolduktan sonra anne ile çocuğu bilgeyi ziyaret eder. Bilge " senin çocuğunun rahatsızlanmasının nedeni bal yemesidir. Bir daha bal yemesin! " der. Bunu duyan anne şok ve sinir karışımı bir tepki ile " Madem bunu söyleyecektin neden bizi 40 gün beklettin? " diye sorar. Bilge kişi; " Çünkü o gün ben de bal yiyiyordum. Yaptığım bir şey için başkasına yapma demek hayat felsefeme aykırıdır. Ben de 40 günlük bal perhizi yaptım ve şu an bal tüketmiyorum. O yüzden çocuğa bal yeme diyebiliyorum! " der.

İşleri Basitleştirmenin Yolları

Resim
Hayat özellikle iş yaşamında eskisi kadar basit değil. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte daha karmaşık görevlerde yer almaya başladık. Hayatımız bir çok bakımdan kolaylaşırken iş yaşamı o kadar hızlı ve agresif bir hale geldi ki yeteneklerimiz günübirlik büyük projelerin üstesinden gelmek için yetersiz kalıyor. Böyle durumlarda kendi "kapat" düğmemize basmamız ne yazık ki dünyanın da durmasını sağlamıyor. Siz de teknolojinin nimetlerinden faydalanmak, işlerin içinden alnınızın akı ile çıkmak ve karmaşık görevleri basitleştirerek tamamlamak istiyorsanız aşağıdaki önerileri kulak verin.

Haydi Vasat Olalım!

Resim
Mükemmellik cazibesi olan ama içtiğinizde sizi boğan bir şerbet! Kaç kişi içmeye çalıştı, kaç kişi kanına bu mikrobun yavaş yavaş karıştığından habersiz. Toplumun büyük bir kesiminde belki sigara içen insan sayısı kadar mükemmeliyetçi insan olduğunu söyleyebilirim. Dikkat edin, o kadar zararlı bir şey ki sigara içme ile kıyaslıyorum. Peki nedir bu mükemmel olma, mükemmel iş yapma isteği? Dünyanın en iyi erteleyicileri, zamanını en verimsiz kullananları, ayrıntılarda en çok boğulanları, kafası en karışık olanları ve stresle en çok boğuşanları mükemmeliyetçi insanlardır. Mükemmellik hastalığı nasıl başlar ve insanı ne hale getirir?

Paratoner Kişilikler

Resim
Resim: BBC Bir kaç yıl önce Rhonda Byrne tarafından Sır (The Secret) isimli bir kitap yayımlandı. Kuantum fiziği tadında ve maddi kaygılarını hesaba katmazsak çok faydalı bulduğum kitabın mottosu "istekleriniz benim için bir emirdir; Evrene ne verirseniz onu alırsınız; Ne kadar samimi ve istikrarlı bir şekilde isterseniz mutlaka isteğiniz gerçekleşir" . Kitap düşünürlerin sözleri, doktorların ve yaşam koçlarının tavsiyeleri ve tecrübe paylaşımları ile desteklenmiş.

Yalnız Kalmak

Resim
Yalnızlık, depresyonu tetikleyen en önemli unsurlardan biridir. Biz insanlar başkaları ile etkileşime geçebileceğimiz toplu yaşamı  tercih ediyoruz. Bu tercihe rağmen bazı anlarda bir köşeye çekilip yalnız kalma ihtiyacı hissettiğimiz anlar oluyor. Bu olağan bir durum olmasına rağmen yalnız olmak ve tek olmak kavramları sıklıkla birbirine karıştırıldığı için yalnız kalmak kötü bir şeymiş gibi algılanıyor. Günümüzde hangi şiir kitabını açsanız mutlaka yalnızlıkla ilgili yazılmış ve sevgilinin çektiği acıyı anlatan bir şiire rastlarız. Bu yüzden hepimizin hafızalarında yalnızlık melankoliyi çağrıştırır bir hale gelmiştir.

Anlamsızlık Hastalığı

Resim
Anomi ya da Türkçesi ile Anlamsızlık Hastalığı son zamanlarda gündemi çokça işgal ediyor. Emile Durkheim Anomi'yi " Toplumda ya da bireyde, ölçü ve değerlerin çökmesi ya da amaç ve ülkü yoksunluğunda oluşan dengesizlik durumu " olarak tanımlamaktadır. Genel itibariyle hayattan zevk alamamak, insanlara şüphe ile bakmak, güven bunalımı, işe yaramazlık duygusu, amaçsızlık, duygusal boşluk, atalet ve umutsuzluk bu hastalığın temel öğeleridir.

Girişimciler Ağa Takılıyor

Resim
Örümcek Ağı Teoremi (Cobweb Teoremi) ilk defa 1938 yılında Mordecai Ezekiel tarafından aynı adla yayınlanan makalede dile getirilmiştir. Teorem spesifik olarak tarımsal üretimle ilgilidir. Özetle; çiftçiler hangi ürünü yetiştireceklerine karar vermeden önce bir önceki yıl fiyatı yüksek olan ürünleri belirleyerek onları yetiştirme yoluna giderler. Çiftçilerin büyük çoğunluğu aynı ürünü yetiştirmeye karar verince o ürünün rekoltesi pik noktaya çıkar ancak fiyatı dip seviyelere düşer. Bu döngü sürekli devam ettiği ve oluşan grafik örümcek ağını andırdığı için teoreme bu isim verilmiştir.

Kendinizi tanıyor musunuz?

Resim
Bu soruyu 10 yıl önce kendisine sorup içselleştiren ve cevaplar doğrultusunda kendini düzeltme yoluna girenlerin büyük bir kısmının şu an çok önemli bir noktada olduğunu söyleyebilirim. Tarih bu sorunun cevabını arayanlarla dolu. Cevabı bulanlar insanlığı dönüştürürken, bu soruyu sormaktan imtina edenler kendileri olarak doğup, başkası olarak ölmüşlerdir. Bir veri bombardımanı altında yaşıyoruz. Hiç bir şey eskisi gibi değil. Yönetim düşünürleri, yaşadığımız toplumun genel davranışlarını sergilemeye meyilli olduğumuzu belirtmektedir. Yani aslında iki tane kişiliğimiz var. Gerçek benliğimiz örtük bir halde toplumdan gelecek komutlar doğrultusunda farklı bir maskeye bürünmektedir.

İş Yerlerindeki Kusursuz Katiller

Resim
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte öncelikler değişti, iş yapış tarzları değişti. Beyaz yakalıların çalışma biçimleri bedenen azalırken, zihnen artmaya başladı. Neredeyse dinlenmeye fırsat bulmaksızın sürekli yiyecek arayan, vahşi hayvanlardan korunmaya çalışan atalarımızdan çok uzak bir noktadayız. Aslında şu anda fıtratımıza aykırı bir yaşam sürüyoruz.

Sınav Stresi

Resim
Üniversiteye yerleşme hayali kuran gençler yakında LYS'ye girecekler. Gördüğüm kadarıyla bu yoğun tempo içerisinde kendilerini dipsiz bir kuyuya girmiş gibi hissediyorlar. Sınav stresinin motivasyon boyutunu bir tarafa bırakırsak, zamana yayılmış kronik stres sınav başarısında yıkıcı etkilere yol açabilir. Stresi fırsata çevirebilmeniz için bazı önerilerim olacak.

Karmaşaya Son!

Resim
İnsan beyni aynı anda sadece bir tek şeye odaklanabilir. Bu bilgi bir çok bakımdan önemlidir. Bir işe başlarken o işle ilgili olmayan bir çok şey beynimize üşüşmeye başlar. Ondan sonra yaptığımız işe odaklanma ile diğer işleri bertaraf etme arasında ciddi bir savaş başlar. Sonuç olarak ta yaptığımız şeyden verim alamadan işi tamamlamış oluruz. 

Hepimizin Korkulu Rüyası; Yabancı Dil Öğrenmek

Resim
Noam Chomsky Teknolojinin gelişmesi ile birlikte tabiri caizse Dünya küçülüyor. İnsanlar buna ayak uydurabilmek için dil öğrenme yarışı içine girmiş durumda. Bu yarış öyle bir yarış ki debelendikçe batıyoruz. Gittiğimiz kursların haddi hesabı yok. Ama işin özüne bakarsanız elde var sıfır. Bir şeyler öğrenebilmiş olanların kullanmış olduğu klasik cümle ise " anlıyorum ama konuşamıyorum ".

Güçlü Amaçlar

Resim
Ünlü bir bilim adamının sözünde ufak bir değişiklik yaparak bu günkü yazıma başlamak istiyorum; " Bana yeteri kadar güçlü bir amaç verin dünyayı yerinden oynatayım! " Yeterince güçlü bir amaç; Sizi hayata bağlar, adımlarınızı sağlamlaştırır, bakışınızı berraklaştırır. Amaçsız insanların akıntıya kapıldığı hayat nehrinde size can simidi olur. Kaleminizin yazdığı ilk satır, geceleri gördüğünüz ilk rüyadır. Sabahları odanıza giren ilk ışık, gece yolunuzu aydınlatan feneriniz, fırtınalı sularda pusulanız olur. Düşündüğünüz ilk şey, kötü alışkanlıklarınızı yerle bir eden tek iksirdir.

Zaman Yönetimi

Resim
Bilişim çağına girdiğimizden beri baş döndürücü bir tempoyla çalışmak zorunda bırakıldık. Kimin ağzını açsanız "yoğunum" diyor. Bu yoğun temponun ters etkilerinden kendimizi kurtaramadığımız için kronik stres yaşar hale geliyoruz. Sorun, zaman yönetimine gereken önemi vermememizden kaynaklanıyor. Bu yazımda ünlü yönetim düşünürü Peter Drucker 'in zaman yönetimi hakkındaki önerilerini sizinle paylaşmak istiyorum.

Y Tipi Girişimci

Resim
İktisatta girişimci, "işletmeyi kuran, mal veya hizmet üretimi ve/veya pazarlanması için üretim faktörlerini bir araya getirip birleştiren, kar amacı güden ve risklere katlanan kişi"(1) olarak ifade edilmektedir. Bu tanım içerisinde yer alan üretim faktörleri terimi; Emek (işgücü-insan gücü), Sermaye ve Doğa (tabiat-doğal kaynaklar)'yı kapsamaktadır. Sanayi devriminden bu yana kullanılan bu terim değişime uğramaya başlamıştır.

Sizin Hikayeniz!

Resim
Resmin kaynağı: BBC Modern bilim bizi genlerin kurbanı kabul eder. "Genlerimiz kaderimizi belirler". "Genlere müdahale söz konusu değildir". Bu cümleleri sık sık duyarız. Son yıllarda yapılan araştırmalar bu açıklamaların yetersiz olduğunu ortaya çıkarmaya başladı. Epigenetik denen bir terimle bu durumu kısmen açıklamak istiyorum. Epigenetik çevrenin genler üzerinde değişim yaptığını ifade eden bir terim. Yani genlerimiz değişikliğe uğrayabiliyor. Tamamen belli bir kalıbın içinde kalmak zorunda değiliz. Epigenetik araştırmalar anne babadan gelen gen takımlarının aynı şekilde çocuğa aktarılmadığını ortaya çıkarmıştır.