Bir Nefes Sıhhat
Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yaklaşık ellide birine denk gelmesine rağmen, tüm vücudun tükettiği enerjinin % 25'ini tek başına tüketir. Sağlıklı bir beyin sayesinde vücudun tüm fonksiyonları kusursuz bir şekilde yerine getirilir. Beyin komuta merkezidir ve kendisine yapılan bakım nispetinde görevindeki başarı oranı artar.
Mutluluk, öfke, üzüntü, başarı hissi ve stres gibi duyguların çoğunda beynin bir komutu vardır. Bizi dış dünyadan gelen tehditlere karşı koruması bakımından bu komuta süreçleri iç güdüsel veya otomatik olarak gerçekleşmektedir ve gereklidir. Aksi halde size bir köpek saldırdığında kaç komutunu geç aldığınız taktirde hiçte hoş olmayan sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. Amigdala gibi beynin bu tür olayları kayıt eden bölgesi bu işlevler için faaliyet göstermektedir.
Normal bir beyinde milyarlarca nöron vardır. Nöronlar birbirleri ile sinaptik bağlantı dediğimiz ve küçük elektrik akımlarının bir hücreden diğer hücreye geçmesini sağlayan bağlantılarla işlev görür. Nöronların sayısının ve aralarındaki bağlantıların fazlalığına göre yaratıcılık açığa çıkar. Sinirsel uyartılar omurilik içindeki lifler sayesinde vücudun ilgili yerlerine emir olarak gider ve biyolojik sensörlerle donatılmış olan vücudumuz faaliyetlerini sürdürür.
Beynimiz normal koşullar altında yukarıda bahsedildiği şekilde bir işlev gösterir. Yani optimum beslendiğimizde, temiz bir çevrede bulunduğumuzda ve stres seviyemiz düşük olduğunda tüm fonksiyonlar kusursuz bir şekilde gerçekleşir. Ancak ne yazık ki günümüzde bu durum pek mümkün görünmemektedir. Beynimiz bir bilgi bombardımanına tabi kalmakta, savaş ya da kaç komutları ile boğuşmakta ve fast food kültürü neticesinde bir yığın kimyasala maruz kalmaktadır. Ayrıca beton veya çelik yapılarda ve dört tekerlekli metal kutularda mahsur kalmakta, bu nedenle radon vb zehirli gazları her gün ufak dozlarda almaktadır.
Beynin en önemli ihtiyacı glikoz ve oksijendir. Bu sayede enerji elde edilmektedir. Günümüzde spor yapmayı unutmuş durumdayız ve obezite tehlikesi her gün daha güçlü bir şekilde bizi tehdit etmektedir. Sağlık Bakanı'nın kendi ağzından yaptığı açıklamaya göre ülkemizin üçte ikisi obezite tehdidi ile karşı karşıyadır. Obezitenin en büyük düşmanı spor yapmaktır. Ama çoğumuzun önemsemediği fakat hayati derecede önemli olan diğer bir düşman "doğru nefes almak"tır. Size tuhaf gelebilir ama çoğu insan nasıl nefes alınacağını bilmemektedir. Kaliteli bir nefes sayesinde beyne yeterli miktarda oksijen gider, nöronlar arasındaki iletilerin miktarı ve kalitesi artar. Lenf sisteminin en büyük dostu nefes almaktır. Çünkü lenf sistemi vücuttaki işe yaramayan atıkların ve diğer kimyasalların dışarı atılmasını sağlar. Oksijen almak lenf sistemi için pompa işlevi görür. Lenf sisteminin yetersiz çalışması insanı ölüme her gün biraz daha yaklaştırır.
Ünlü yaşam koçu Tony Robbins'e göre derin nefes almak kadar vücudu temizleyen başka bir şey yoktur. Robbins, nefes alma konusunda bir teknik önermektedir. Teknik şöyledir; burnunuzdan nefes alın, aldığınız nefesin süresi bir birim sürmüşse onu dört birim içinizde tutmalı ve iki birimlik sürede de ağızdan geri vermelisiniz. Tüm toksinleri dışarı atabilmek için karın bölgesinin en altından nefes almalısınız. Robbins bu tekniğin günde 3 sefer 10 ar kez yapıldığında hayat kalitesinde belirgin bir iyileşme sağlayacağını belirtmektedir.
Meditasyonun da en önemli aşaması derin nefes almaktır. Bunun yanısıra kaliteli nefes almanın en güzel örneği Sufi Nefesi'dir ve tüm uzak doğu felsefelerinin bundan etkilendiğini düşünüyorum. Modern Çağın Dervişi ünvanı ile anılan Metin Hara nefesin olumlu etkisi konusunda doğu ve batı tıbbının hemfikir olduğunu söylemektedir. Hara, Alfa evresine en kolay şekilde nefes sayesinde geçildiğini, Kabala Mistisizminde "nefesh", "ruh"; sufi geleneğinde ise nefis olarak adlandırıldığını belirtmektedir. Hara nasıl ki ağız ve kulakların kendilerine has işlevleri varsa burnun kendine has işlevinin nefes olduğunu, en kaliteli nefesin burundan alınarak elde edildiğini ve acil durumlar dışında ağzı nefes almak için kullanmamayı önermektedir. Hara, Sufi Nefesinin parasempatik sinir sistemini uyardığını ifade etmekte ve metodunu açıklamaktadır. Sufi nefesinde rahat bir oturuş pozisyonu belirlenmeli, burundan ağır bir tempoda nefes alınmalı ve yine ağır bir tempoda verilmelidir. Eğer nefes dört birimlik sürede alınmışsa sekiz birimlik sürede verilmelidir. Günde 10 dakikalık bir uygulama sizi alfa devresine sokmuş olur ve hayatınızdaki dönüşümün anahtarını teşkil eder. Sufi nefesi o kadar ağır ve nazik alınmalı ki nefes alırken bir nefes sesi işitmemelisiniz.
Haftanın en azından bir kaç saatini temiz bir ortamda geçirip nefes tekniklerini uygulayın. Bunu haftanın üç günü yapacağınız yirmişer dakikalık hafif egzersizlerle desteklediğiniz taktirde hayatınızda gerçekleşecek değişikliklere şaşacaksınız.
Kaliteli düşünün, kaliteli hissedin, kaliteli yaşayın ve marka olun.
Yorumlar
Yorum Gönder