Dr. Hasan Maral - Yaratıcılık, Yenilik, Girişimcilik ve Yaşamaya Dair

Geçtiğimiz gün Sabah Gazetesi yazarı Dr. Şeref Oğuz’un sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşım dikkatimi çekti. Paylaşılan resmi aşağıda görebilirsiniz.  Devamında Resimde gördüklerimizin aslında patates kızartması ve yumurta olmadığını ifade ediyor. Bu paylaşımı okuduktan sonra beynimizin ilginç özelliklerini bir kez daha düşündüm. İnsanlar normal yaşantılarında her gün yoğun enformasyon bombardımanına tutuluyor. Beyin bunların tümünü kapsamlı bir şekilde işlemeye çalışsa muhtemelen kısa süre içerisinde infilak eder. Bu sorunu yaşamamak için beynimiz farklı bir mekanizma geliştirmiştir. Bu mekanizmanın özü kestirme yollardır. Yani belli bir süre tekrarlanan bir olayla karşılaşırsanız beyniniz bir dahaki sefere bu olayla karşılaştığında devamının önceki olaylar gibi olacağını tahmin eder ve ona göre davranır. Yani “yumurtanın yanında patates kızartması olağan bir durumdur. Böyle bir tabak görürseniz bu tabak öncekiler gibi aynı ürünlerden oluşur” yorumunu kestirme y...

Etki tepki yasasını iyi anlamaya çalış. Parayı elde tutmak için ne kadar çaba sarfedersen o da senden kaçmak için o kadar çaba sarfeder.  Eldeki paranın katma değerini ölçmüyorsan, o paranın sana bir katkısı olmaz. Elindeki paranın öncelikle başkasının hayatına dokunması gerekiyor. Paranın manevi katma değeri aslında gerçek katma değerinin belirleyicisi. Manevi katma değerin temeli paylaşmak! Paraya gerekenden fazla önemi verince her bir kuruşu sana acı veriyor. Tasarruf edeyim derken bu sefer temel ihtiyaçlardan ödün veriyorsun. Tasarruf edeyim derken beklenmeyen devasa harcamalarla karşılaşıyorsun. Bu durumda harcama yaptığın her bir kuruş sana acı veriyor.

Einstein 20. yüzyıla damga vurmuş şahsiyetlerden biri. Küçükken bir rahatsızlık geçiriyor. Hastalık döneminde babasının kendisine hediye ettiği pusula hayatını değiştiriyor. Pusulayı alıp inceliyor, manyetik alan üzerine düşünce deneyleri yapıyor. Onca savaş ve karmaşaya rağmen daha 16 yaşındayken hayatı ile ilgili kararlar veriyor. Rahatlık alanını terkediyor. Kurduğu hayaller, içinde taşıdığı yaşam ışığı dış dünyanın tehditlerinden korunmasını sağlıyor.

Hayatta her şey iki kez yaratılmıştır. Biri hayal, biri gerçek. Önce hayal edersiniz. Birinci yaratım budur. Sonra gerçeğe dönüştürürsünüz. Bu da ikincisi. Hayal etme, hatta hayal ederken detaylara inme size gerçek bir deneyim yaşıyormuşsunuz hissi bile verebilir. Bu yeteneğiniz geliştiğinde üç boyutlu değil, belki yedi veya sekiz boyutlu bir düşünme biçimine ulaşırsınız. Dahilerin yaptığı şey tam tamına bu.